Yerleri fayansla kaplı, beyaz, düşük çatılı bir ev ya da bina modern olabilir mi? İlk bakışta olamaz gibi dursa da, bu kompozisyona sütunların desteklediği camdan balkonlar eklediğimizde ortaya çıkan etkileyici görünüm akıllara hemen modernist tasarımı getiriyor. Geleneksellik ile güçlü bağlara sahip olsalar da, beşik çatılar, iklim kuşağımız göz önüne alındığında çok kullanışlı olmaları sayesinde halen oldukça popüler. Bu çatılar yağmur ve kar suyunun hızlı tahliyesi için bire bir. O halde gayet iyi iş gören bu çatılardan neden vazgeçelim?
Klasik çatılı, kırmızı fayanslarla döşeli, beyaz bir aile evinin Finger Haus şirketi tarafından nasıl modernize edildiğini merak ediyor musunuz? O halde gelin keşfe çıkalım!
Günümüzde dayanıklı evler farklı büyüklük ve uzunluklarda iki modül olarak inşa ediliyor. Bu evde de çatı ile gövde arasındaki kırılma, yapıda bir dinamizm sağlıyor. Ayrıca, bahçenin ön cephesindeki beyaz duvarlar parlaklıklarıyla öne çıkıyor. Bu duvarların iç mekandaki ortak kullanım alanları için harika bir aydınlatma olanağı sağlayacağını da eklemeden geçmeyelim. Bu perspektiften baktığımızda, alçak modül üzerinde çatıya yerleştirilmiş güneş panelini görebiliyoruz. Bu evin sahipleri etraflarını saran manzaranın tam kalbinde yaşıyorlar!
Sokağa bakan cephe, binanın yan cephelerinden biri. Az önce baktığımız bahçe cephesindeki duvarın tam karşısındayız. Buradan ana girişe bakınca bir sürpriz karşımıza çıkıyor. Bu sürprize birazdan geleceğiz! Burada en çok göze çarpan şey, sadece tek bir sütunun desteklediği modern balkon ve kar beyazı duvarlar. Buradan baktığımızda teras üzerindeki ferah oturma odalarını da görmemiz mümkün.
Bu kez de sola dönüyoruz ve ilginç bir kırmızı kemerle dekore edilmiş park alanını görüyoruz. Sizce mimarlar neden dikkatimizi bu alana çekmek istiyor? Elbette ki kırmızılar arasında ana girişi bulmamızı istedikleri için! Eşikten geçme zamanı geldi … Fakat önce beyaz bina ile yoğun yeşil bahçe arasındaki büyüleyici kontrasta kendimizi bırakıyoruz!
Giriş katındaki etkileyici açık alana geçmeden önce, kapı ile ayrılmış aydınlık koridora birkaç dakika da olsa göz gezdiriyoruz. Burada koyu renk ahşaptan raflar ve sıcak aile resimleri görüyoruz. Bu geleneksel dekorasyon bizleri bekleyen modern alan gibi görünmüyor…
Özel olarak kendine özgü bir havası olan yemek odasına geçiyoruz. Burada uzunca bir yemek masasının karşıdaki bank ve hasır sandalyelerle uyumu göze çarpıyor. Bu mobilya seti, bir önceki resimde gördüğümüz turuncu halı ile birlikte, tüm odanun en sıcak kısmını oluşturuyor. Mekan beyaz ve gri ağırlıklı olacak şekilde dekore edilmiş. Arka kısımda da göz alıcı bir şömine alanı görüyoruz.
Kış mevsimi sonlara yaklaşmış olsa da, şömineler için hazırladığımız esin dolu kataloğumuza göz atmayı unutmayın!
Bu mutfak, tutkulu aşçılar için adeta bir rüya gibi! O kadar çok yer var ki, yemek yaparken güvenli bir şekilde dans etmek bile mümkün. Yemek odası galeri katında açılırken, mutfak artık normal tavan uzunluğuında değil. İyi yerleştirilmiş pencereler ve beyaz mobilya seçimi, ışık konusunda şikayetçi olmaya yer bırakmıyor! Mutfak dekorunun anahtar unsuru ise mutfak adası.
Bu evin oturma odası biraz önce bahsettiğimiz galeri katında. Cam trabzanlar ışığın geçişi için elverişli bir ortam oluşturuyor. Burada evin sıcak, güvenli yuva atmosferi oldukça belirgin bir hal alıyor. Koyu kahverengi parkeler üzerindeki kanepe ve koltuk bej renk ağırlığıyla insanı doğrudan kendine çekiyor: yastıklar ve halı ise özellikle şık. Duvardaki mavi ağırlıklı resimler iç mekana ayrı bir sofistike hava katıyor.
Çatının hemen altında, üst katta lüks bir banyo ile karşılaşıyoruz. Dekorasyonda seçilen renkler siyah ve beyaz ile sınırlı tutulmuş. Buradaki klasik diyaloğun dışına çıkan tek şey ise havlular ve kozmetik. Banyoda iki lavabo, entegre duş ve rahat bir küvet görüyoruz. Fakat en çok pencereler hoşumuza gidiyor; bu kadar aydınlık banyo bulmak oldukça zor!