Ülkemizde her yıl binlerce konut üretiliyor. Hatta bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğumuz da söylenebilir. Buna karşın inşaat sektörünün bu olağan üstü gelişmişlik düzeyine kıyasla, mimaride ne kadar ilerlediğimiz bir hayli tartışmalı bir konu. Hatta mimaride ilerlemek şöyle dursun, yerel ve geleneksel mimari değerlerimize sahip çıkmakta bile güçlük çekiyoruz. Ancak tüm bu olumsuz tablo içinde adeta bir yıldız gibi parlayan, dünyayla yarışacak nitelikte mimari ürünler veren firmalar da yok değil. Azlıkları ve temsil ettikleri değerler sebebiyle gerçek ekonomik güçlerinin çok üzerinde bir etkiye sahip olan ve mimariyle bağımızı korumamızda hayati bir rol üstlenen bu firmalardan birinin imzasını taşıyan muhteşem bir villayı bu yazımızda sizlere tanıtacağız.
Bir yapının bulunduğu bölgenin iklim koşulları, konumu, rüzgâr ve güneş durumu gibi çeşitli parametrelerle uyumlu olması aslında mimarinin temel uğraş alanlarından biridir. Yani bu özellikleri gözeten bir yapı aslında özel bir yapı değildir. Ancak ülkenin dört bir yanında birbirinin aynı dev binalar dikilirken, yaptığı işin temel parametrelerini unutmayan ve ihmal etmeyen bir mimarın hakkını teslim etmek, yalnızca örnek teşkil etmesi için bile önemlidir.
Ege'nin kalbi İzmir'se, İzmir'in kalbi de hiç şüphesiz Çeşme'dir. Yemyeşil bir bahçe içindeki bu özenle tasarlanmış villa da Çeşme'de bulunuyor ve tam da bulunduğun yerin özgün koşullarına göre dizayn edilmiş. İzmir'in yaz aylarında hakim olan serinletici imbat rüzgârını alabilmesi için evin ikinci katı alt katın doğrudan üzerinde yükselmek yerine belli bir açıyla konumlandırılmış.
Üst kattaki bu özel ve ilginç yerleşim, aynı zamanda villanın sıcak yaz aylarında yakıcı güneşten asgari düzeyde etkilenmesini de sağlıyor. Sonuçta rahatsız edici batı güneşinden kaçınırken aynı zamanda evin aşırı ısınmasının önüne geçiliyor ve imbat rüzgarıyla da doğal bir serinlik elde ediliyor.
Yoğun ahşap kullanımına, ahşap evler dışında en çok taş evlerde rastlıyoruz. Ama aslında ahşap yalnızca bu tür evlerde değil, hemen her tür malzemeyle yapılan evlerde de oldukça yüksek bir uyum becerisi gösteriyor. İkinci kat cephesi büyük oranda ahşap kaplı olan bu villa, bu beceriye açık bir örnek olarak gösterilebilir.
Dış cephenin koyu bir griye boyalı alt katı ve ahşap kaplı kısımları dışında kalan bölümlerinde brüt beton kullanılmış. Çağdaş dünya mimarisinde çok sık rastladığımız bu tip kullanımları ülkemizde de görmek sevindirici.
Şapka takmak yaz güneşinden kaçınmanın ve yüzümüzü zararlı UV ışınlarından korumanın en basit ama en etkili yöntemidir. Bu villanın çatı tasarımında da adeta evin tepesine geçirilmiş bir şapkayı andıran ilginç bir model kullanılmış. Ve bu model evin yalıtım değerlerine gözle görülür bir katkıda bulunuyor.
Bir evin değerini belirleyen bir diğer önemli parametre de çevresiyle olan uyumudur. Yoğun bir ormanın içine betonarme bir apartman dikmek nasıl akıl kârı değilse, Çeşme gibi bir yerde de bahçesi, balkonu, manzarası olmayan kupkuru bir yapı dikmenin bir mantığı yoktur elbette. Villamız şık peyzajı ve çevreyle uyumlu tasarımı ile bu yönden de sınıfı geçmeyi başarıyor.
Evin doğrudan bahçeye açılan geniş cam kapılı salonunun üst kat merdivenleri yönünde oldukça pratik bir mutfak bulunuyor. Özellikle yaz aylarında adeta bir açık mutfak kadar bahçeye yakın konumdaki bu mutfağın son derece işlevsel olacağına şüphe yok.