Önce & Sonra: Masal gibi bir dönüşüm

Görüldüğü gibi onarım öncesinde bu eve bakınca, insanın gözünün önüne öyle sıcak bir yuva falan gelmiyor. Ahırdan bozma bakımsız bir bina, her tarafını ot bürümüş bir bahçe, derme çatma bel vermiş bir çatı, eskimiş ahşap duvarlar, camı gitmiş pencereler. Karşımızda basbayağı bir mezbelelik manzarası var.

Bu iki fotoğrafın aynı evi bize gösterdiğine inanmak zor gerçekten de. Projeyi üstlenene ekip bütün binayı başatan aşağıya yenileyerek, etrafındaki doğaya çok iyi uyum gösteren o şahane kiremit rengiyle mekânı adeta bir masal evine dönüştürmüş. Yenilenen pencereler, çatı ve duvarların yanısıra, birazdan göreceğiniz gibi mekânın içi de tamamen elden geçirilmiş.

Görüldüğü gibi onarım öncesi evin durumu adeta bir enkazı andırıyor. İnsan bu giriş kısmında dışarıdan bakınca, girip içeriye bir göz atmak şöyle dursun, bir an önce oradan uzaklaşmak istiyor. Etrafı saran otlar da ayrı bir engel oluşturuyor.

Restorasyon sonrasında ise o harabe halindeki giriş kısmının yerini şahane bir terasın aldığını görüyoruz. Ahşap masa ve sandalyelerin hem dış cepheyle uyum sağladığı, hem de daha açık renkleriyle bir kontrast hissi oluşturduğu teras uzun yaz akşamları ya da pazar kahvaltıları için ideal ortamı oluşturuyor.

Tıpkı dış mekân gibi bu kır evinin iç kısmında da manzara çok iç açıcı değil. Ev uzun süredir kullanılmadığı için hem duvar, tavan ve zemini; hem de içine bırakılmış olan eşyalar tamamen yıpranmış durumdalar.

O harabeden böyle bir mutfak elde etmek gerçekten de büyük ustalık işi. Ama proje ekibi bir şekilde bunu başarmış ve böylesine bir kır evine çok yakışan, ahşapla samimileşen ve insanda en güzel yemekleri yapma arzusu uyandıran bu mutfağı oluşturmuş. Sol taraftaki küçük perdeden tutun da raftaki dekoratif şişelere ve tavandan asılan ışığa kadar birçok unsur, Fransız kır evi tarzını andıran şahane bir bütünlük oluşturup bu mutfağı büyüleyici kılıyor.

Evin iç ve dış mekânı çok kötü durumda olsa da proje ekibi bu örnekte gördüğünüz soba gibi kendine has unsurlar barındıran mekânın potansiyelini fark etmiş.

İşte mekânın restorasyon sonrasındaki oturma odası. Ahşap kaplı duvarlar ve zemin eve tamamen rustik bir dağ evi havası katarken, geleneksel unsurlar ve klasik mobilyaların son derece modern bir anlayışla yorumlanarak bu country tarzına uygun hale getirildiğini görüyoruz. Tıpkı mutfakta olduğu gibi mekânın verdiği bütünlük duygusu dikkat çekici.

Yazının başında gördüğümüz o mezbelelik manzarasından sıcak bir yuva çıkarmak kolay görünmse de, Polonyalı ekip bunu başarmış. Ahşabın sıcaklığı ve samimiyeti, yumuşak kumaşlar ve dokular, sıcak renkler ve rahat mobilyalar bir araya gelince; ortaya gerçekten de büyüleyici bir manzara çıkıyor.

Restorasyon öncesi mekânın genel durumuna baktığımızda en kötü durumda görünen kısımlardan birinin banyo olduğunu görüyoruz. Hatta bu fotoğrafa bakınca, bu mekâna banyo demeye bin şahit ister.

Evin genelinde tercih edilen tarz ve malzemelerin banyoda da aynen uygulanıp kullanıldığını görüyoruz. Önceki halinden bir ışık yılı uzakta görünen banyo hem rustik ve sıcak bir havaya sahip, hem de modern bir banyodan bekleyeceğiniz her şeyi size sunuyor. Üstelik, küçük bir saunası bile var. 

Bu restorasyon projesini beğendiyseniz, benzer bir değişimi incelediğimiz bu yazıya da göz atabilirsiniz.